18 Ağustos 2015 Salı

Tagged Under: , , , , , ,

Kaplanlar Hakkında biraz bilgi

By: Unknown On: 09:15
  • Share The Gag
  • Fırsat kollayan kaplanlar:
    Kaplanlar Hindistan'ın yoksul çiftçilerine çok eziyet etmektedirler. Çoğu zaman aç olan bu memlekette yakınlardaki ormanlarda bir kaplanın varlığı bütün bir köyün mahvına sebep olur. Kana susamış hayvan karanlıktan yararlanarak köye sokulur ve köylülerin gözbebekleri gibi baktıkları bir koyunu, bir keçiyi veya bir buzağıyı öldürüp kaçırır. Hayvan semiz olduğu takdirde, kaplandan günlerce ses çıkmaz. Gizli bir köşede dinlenerek avıyla defalarca karnını doyurur.
    Fakat yiyeceği tükenince canavar gene yeni bir av peşinde köye döner. Köylülerin kaplanla ilgili bîr sürü bâtıl inanışları olduğu ve geç harekete geçtikleri için, bu vaziyet bazen uzun bir zaman devam edebilir. Bengal kaplanlarının bir yılın içinde altmış bin koyun, at ve başka evcil hayvan öldürdükleri bildirilmektedir. Geyik, antilop ve yaban domuzu gibi ekinlere büyük zarar veren memelileri de çok öldüren kaplanlar, bu suretle insanlara bir bakıma faydalı olmuş olurlar.
    İnsan etinin tadını alan kaplanlar:
    Kaplanlar normal olarak insan avcısı değillerse de, arslanlar gibi insan etinin tadına alışabilirler. Bu, özellikle ihtiyar, hasta veya sakat olan kaplanlar için doğrudur. Bu yaşlı hayvanlar tabiî avlarıyla başa çıkabilmeleri için gerekli kuvvetten yoksun kalınca, insanoğlunun hele silâhsızken âciz bir yaratık olduğunu keşfetmekte gecikmezler.
    Bir kaplan insan öldürmeye başlayınca, artık bir bölge için en büyük tehlike halini alır. Hindistanın bazı bölgelerinde bir yılın içinde iki, üç yüz yerlinin kaplanlar tarafından öldürüldüğü olur. Kaplanların sebep olduğu insan kaybı bütün Hindistanda bin kişiye yaklaşır. Bu korkunç katillerin sebep oldukları çok sayıdaki ölümler yüzünden birçok köyler terkedilmiştir.
    Hindistanda kaplanlar hakkında birçok efsane dilden dile dolaşır. Bunlardan bazılarına bakılırsa, kaplan gerçekte hayvan şekline sokulmuş bir insandır. Birçok yerliler kaplanın, kurbanlarının ruhlarını kendine köle ettiğine inanırlar. Kaplan tarafından öldürülüp yenilen bu kimselerin ruhları büyük kedinin
    kafasının üzerinde oturup her yere onunla birlikte gitmekte imişler. Kaplana tehlikeleri haber verdikleri gibi, insanlara kin duydukları için, canavarın onları yok etmesine yardım da ederlermiş.
    Sibiryada kaplanın ruhunun yatıştırılması:
    Sibirya yerlileri de çok korktukları kaplana kutsal gözüyle bakarlar. Bir tabiat bilgini Doğu Sibiryadaki Amur ülkesine yaptığı seyahatte bir Moğol kabilesi olan GoldeIerden bir yerliyi kılavuz olarak tutmaya kalkışınca, kılavuzun köyünden çıkması için birtakım formalitelere baş vurulması gerektiği izahıyla karşılaşmıştı.
    O gece kafile yola çıkmadan önce köyün en büyük kulübesinde bir
    kaplan ziyafeti tertiplenmiş, şaman denilen sihirbaz ise töreni idare etmekle görevlendirilmişti. Saman türlü ziynetler ve tüylerle süslü olarak törene gelmişti. Kulübenin ortasında kendisine yer açılınca şaman ilkel bir dansa başlamıştı. Pis kokulu tütünlerin dumanından kulübede göz gözü görmüyor, garip bir lisanla yapılan gevezelikler insanın kafasını şişiriyordu.
    Şaman çok geçmeden durup iki yanma sallanmaya koyulmuştu. Söylendiğine göre, şimdi ormanın büyük ruhu vücuduna giriyordu. Birden herkeste ses kesilmişti. Derken şaman yere çökerek hareketsiz kalmıştı. Aradan birkaç dakika geçince de diz üstü kalkarak tavşan gibi sıçramaya başlamıştı. Yüzünden terler boşanıyordu. Bir ara tabiat bilgininin önünde durarak onu kolundan yakalamıştı. Saman bu sefer öksürmeye başlamış ve bu arada küçük bir beyaz taş ağzından bilginin avucuna düşmüştü. Bu, misafirin büyük bir beyaz ada tavşanı vuracağının garantisi idi.
    Bir saat kadar sonra şaman büsbütün garip bir dansa girişmişti. Yine trans haline girip çıktıktan sonra, ayı gibi ortalıkta dolanmaya başlamış ve bu defa ağzından büyük bir kahverengi taş düşürmüştü. Artık bilginin iri bir boz ayı vuracağından kimsenin en ufak bir şüphesi dahi kalmamıştı.
    Tören gece yarısına doğru sonuna yaklaşmıştı. O vakte kadarkî danslar da acayip olmakla beraber,
    bu defaki büsbütün vahşice idi. Kaplanın ruhu gelmişti. Şaman, dans sırasında kulübenin tavanına çarpıyor, yerlerde yuvarlanıyor, sonra tekrar top gibi havaya sıçrıyordu. Tam üç defa bilginin karşısına dikilerek her defasında adamcağızın avucuna bir taş küsmüştü.
    Kulübedeki yerliler sevinç içindeydiler. Bilginin av koleksiyonuna şimdi de üç kaplan eklenmişti.
    Garip değil mi, bahsi geçen tabiat bilgini ertesi sabah çıktığı avdan büyük bir beyaz tavşan, her ne sebeptense kış ortasında ininden çıkan dev bir boz ayı ve üç de güzel Sibirya kaplanı ile döndü. Bu kaplanların ikisi Amerika'nın Tabiî İlimler Müzesinde ziyaretçilere gösterilmektedir.

    0 yorum:

    Yorum Gönder